Saturday, January 29, 2011

Onlar Bizi Döverlerdi




''Saçları sıfıra vurulurdu. Burunları, kaşları hep taze, pembe bir iz ya da kabuğu üzerinde yaralarla dolu olurdu. Bakımsızlıktan kokarlardı.Biz, hiçbirimiz istemezdik onlarla aynı sıraya oturmayı. Çünkü onlar 'yurttan gelen yuva çocuklarıydılar'. Onlar bizi döverlerdi. Beslenme çantalarımızı açar, paltolarımızın cebindeki paraları alırlardı. 'Kötü', 'pis' ve 'arsız' çocuklardı onlar. Bize 'eziyet'
eder; söz dinlemez, sürekli sınıfta kalırlardı. Tembeldiler, başarısızdılar, haylazdılar...
Bizi döverlerdi. Teneffüslerde aldığımız bir top kaymaklı dondurmayı ya da simiti koşarak gelip elimizden kapar bir hamlede yiyip bitirirlerdi. İtiraz edemezdik.Çünkü bizi döverlerdi."
***
İşte buydu ben yedi yaşındayken benim gözümdeki gerçek. Yurt çocukları böyleydi. Bizden farklıydı onlar. Sevilmeyen çocuğun neler yaptığını, yapabileceğini bugün gören gözlerim daha o kadarcıkken dövülen çocuğun neler yapabileceğini biliyordu.

Muammer büyüktü bizden. Bizse ilkokul birinci sınıfın civcivleriydik. Beslenme çantamdaki haşlanmış yumurtayı lop diye bir seferde atardı ağzına Muammer. Kalemlerimi alır, atkımı boynuma takar, defterime tükürürdü.Saçlarımın ölüklerini birbirine bağlar ve evden getirdiğim hiçbir şeyi yememe izin vermezdi.

O da bir yuva çocuğuydu.

Ağlayarak evde şikâyet ediyordum Muammer'i. Bir gün annem ve babam okula geldiler. Muammer "aslında" benden ne istiyordu?
***
Muammer'in, yarık izleriyle dolu kafasını ve küçük kara gözlerini gören annem ve babam o gün onunla ne konuştular bilmiyorum ama o günden sonra ben her gün beslenme çantamda Muammer için haşlanmış bir yumurta, peynir, ekmek ve salatalık taşımaya başladım. Yumurtanın biri Muammer'e biri banaydı. Muammer beni bir daha dövmedi Bir akşam üzeri annem pazardan dönerken beklediği duvar dibinden annemin karşısına fırlayıp eve kadar torba taşıyan Muammer anneme anne demeye başladı.
Muammer aslında benden benim hep üzerimde taşıdığım o sıcak aidiyet huzurunu, sevgiyi, okşanarak büyümenin gücünü istiyordu.
***

Göz görmeyince gönül katlanır derler.
Doğrudur.
Eğer hiç Sinop'ta, Denizli'de, İstanbul'da, yaşadığınız şehirde ya da, bir çocuk yuvası ziyaret etmediyseniz bilemezsiniz. Gitmek de bir zehir acısıdır orada kalmak da. Ziyaretten sonra çürük içinde kalır insanın kolları.Hırçın olur yuvalarda büyümeye çalışan o güzelim çocuklar. Acıtırlar insanın canını. Dövülmekten acıyan kalpleriyle, sev beni diye yalvaran gözleri ve dilleri acıtır her
tarafınızı.Lime lime olur ciğeriniz.
***


Bugün onların dayak yediklerini televizyondan izleyip ayağa kalkanlar bir kez olsun o çocukların kapılarından içeri girmemiştir. Öteyandan bu yazının başındaki "yedi yaşındaki çocuğun" yorumuyla bakarlar olaylara. Mesela sokak çocuklarının barınağı şehir dışında olsun isterler. Yuva çocuklan kendi çocuklarının okuduğu okula girmesin isterler. Öfkeli, sevilmemiş yuva çocukları kendi huzurlu hayatlarının dışında olsun isterler. Kendi çocukları bu "sevgisizlikten, şiddetten" etkilenmesin isterler. Çünkü onlar bir tek kendi kapılarının önünü süpürür, en iyi domatesi kendi çocuğu yesin isterler.
***




Bu yüzden, göz gördükçe ağlayan yürekler içinde...
O çocuklar dayak yerler.
O çocuklar dayak atarlar.''

İCLAL AYDIN

28 comments:

  1. Ne güzel yazmış.
    Doğru diyor, kesinlikle böyle.
    Bizim de bir kursta arkadaşlarımız vardı yuvadan, onlar böyle değildi ama. Şanslılardı; yuvadakiler onlarla o kadar ilgililerdi ki tutup jimnastik kursuna gönderiyorlardı ve o çocuklar mutluydular. Ama onlar yüzde kaçlık kesimdeler acaba. İnsan duyunca dehşete düşüyor olayları.


    "Bir çocuk değişir dünya değişir."

    ReplyDelete
  2. aslında onların şansı olabiliriz.

    ''bir çocuk değişir dünya değişir.''

    ReplyDelete
  3. Maalesef bir çoğu dayak yiyor kötü muamele görüyor. Gerçekten iyi muamele edilen yerlerde var.ama en büyük eksikleri kesinlikle sevgi.

    ReplyDelete
  4. iyice üzüldüm.
    bir tanıdığım çocuklarını bırakmayı düşünüyor.

    bu yazıyı okumasını çok isterdim.

    ReplyDelete
  5. huyum, elin oğlu sevgilimiz bile terkedince ne hallere düşüyoruz, insanın ana-babası tarafından terk edilmesi ne kadar acı var sen düşün!

    blush, kimseyi yargılamak bana düşmez ama yorumunu okuyunca içimden birşeyler koptu, boğazım düğümlendi .

    ReplyDelete
  6. Belki ilginizi çeker; mimlendiniz.:))

    ReplyDelete
  7. elbette çeker teşekkür ederim :)

    ReplyDelete
  8. çok güzel yazmışsın. muammeri çok sevdim.

    bu yurt çocukları için ab projeleri yazıyorum. haylazdırlar ama hepsi iyidir. sevgi beklerler başka bişi diil.

    ne duyarlısın.

    ReplyDelete
  9. girly,
    genç bir hatun üstelik
    iki kız çocuğu var
    maddi sıkıntıda yok.
    sen düşün artık
    çünkü nefret eiyor onlrdan.
    sürekli gidiyorum. Telkin, konuşma
    belkı işe yarar.

    benim yetiştirme yurdunda buyumuş bir arkadaşım vardı.
    üniversiteye ordan gelmişti.
    onun anlattıklarını anlatıyorum ama nafile.

    bakalım.

    ReplyDelete
  10. Sokak çocukları için evler açılması da bana pek uygun gelmiyor. Bence aile içinde yer almaları gerekir. Böyle bir çalışma gerekli. Sosyal hayattan da soyutlanmaması gerekir. Çocuk Esirgeme Kurumu bu tür projelere ağırlık vermeli. Merkezi ve yerel yönetimler bunun üzerinde çalışmalı. Nesi vakfının çocuk köyü projesi de pek akıllıca bir iş değil sanırım. Dediğim gibi bir çocuk bçekirdek aile yanında yaşamalı ve büyümelidir.

    ReplyDelete
  11. Girlythings çok güzel bir paylaşımdı çocuklara karşı ayrı bir ilgim var.İleri de gönüllü annelik yapmayı düşünüyorum bir çok duyarlı insan da bunu yapabilir gibi geliyor onların tek istediği sevgi..

    ReplyDelete
  12. Eagle, yazı iclal aydın a ait ben sadece insanları biraz rahatsız edebilmek amacıyla paylaştım.

    Blush, içimden defalarca yargılamak sana düşmez demek zorunda kaldım ama gözlerim doluyor neden diye sormaktan kendimi alamıyorum. neden...

    prof,aile içinde yer almaları mı? sanırım cennet-ü ala'dan aile transfer etmemiz gerekecek. yıl 2011 ekonomik sıkıntılar ve türlü sapıklıklar kol geziyor. hele hele zaten cocuk sahibi olan insanların ayrım yapmadan ve ürkmeden bu çocuklara sahip çıkacaklarını hiç düşünemiyorum.


    Defnecim teşekkür ederim canım. şartlarını bilmiyorum ama şimdi de 0-7 yaş arasına gönüllü ablalık yapabilirsin.

    ReplyDelete
  13. Benim çocukluğum da öyle geçti. Çok hır gür çıkarırlardı. Gerçi annesiz babasız değillerdi fakat anne ve baba sevgisine sahip değillerdi onlar.

    O zaman çok kızar nefret ederdim. Büyüdükten sonra farkediyor insan bazı şeyleri.

    Güzel yazı.

    ReplyDelete
  14. ilerde belki onlar için meslektaslarınla bişeyler yapabilirsin :)

    ReplyDelete
  15. amak-ı hayal hoşgeldin!
    evet gerçekten duygusal bir yazı zaten paylaşırken de amacım insanların duygularını harekete geçirebilmekti.

    ReplyDelete
  16. aman aman harekete geçmesin, sonra naparız :)))

    ReplyDelete
  17. Sayfamdaki "Melancholy" isimli videoyu ve bu videoya verdiğim başlığı düşünerek yorumlarınızı sayfamda bekliyorum. Merakımı bağışlayın lütfen..

    ReplyDelete
  18. anne olamıyorum evlatlık bi cocuk istiyorum günlerce esirge kurumunun kapısında yattım evim arabam iş yerim herşeyim var tam teşekkullu bi hastaneden sağlık raporu bile aldım.ama olmuyo eşimden ayrılmak uzere olduğum için koruyucu aile bile olamıyorum.belki haklılar su an tarafsız düşünemiyorum ama yetimhanelerin yuvaların videoları düştükçe internete ağlamaktan hasta oluyorum.gecen gün bi video izledim esirgeme kurumunda 2 yasında bır bebeği bakıcı cırılcıplak soymus dövüyo ağzından iceri banyo taslarıyla su bosaltıyo yere yatırıp bacaklarına beline basıyo cocuk kaçmaya çalıstıkca dahada hırslanıyo bebek sureklı olarak yalvarıyo.şimdi bu revamı?allah aşkına soyleyin ben kapısında yatarken benim gibi bir sürü aile yıllarca sırada beklerken bole insanların eline bırakmak bu cocukları.ne dir bu onları korumakmı ? kardesim evli oldu için bi bebeğe koruyucu aile olabildi ama evlatlık alamıyor cunku yası tutmuyo yani biz kapısında yatalım yalvaralım onlar bu cocukları ziyan etsinler bu mudur adalet?

    ReplyDelete
  19. eagle; sen de korkma olayını abarttın! rahat ol biraz , relax!

    ReplyDelete
  20. arya, ikidebir kanun değişiyor son durum ne bilmiyorum ama galiba bazı değişiklikler yapıldı.
    sana tavsiyem o tip videoları artık izleyipte enerjini tüketme.
    herşeyin bir sırası var merak etme. bu arada çocuk özlemini dindirmek ve kendini biraz daha iyi hissedebilmek adına gönüllü ablalık yapabilirsin.
    biliyorum ellerinden tutup evine götürmek isteyeceğin çocuklar olacak ama biraz sabır canım.
    kalbim seninle umarım hayatındaki bütün taşlar en kısa sürede ve en güzel şekilde yerine oturur.

    ReplyDelete
  21. Çok güzel bir yazı diyecek söz bulamadım.

    ReplyDelete
  22. Tüm duydularım tavan yaptı emin ol!
    Zaten bu konuda oldukça hassasım hoş ne yaptın desen onlar için,aslında hiçbirşey:(
    Ama hiç unutmadım bi gün muhakkak birşeyler yapacağım...


    Bu arada Hoşbulduk:)

    ReplyDelete
  23. :)
    Sevindim
    emin ol bişeyler yapmaya başladıktan sonra kendini daha iyi, daha faydalı hissedeceksin.
    ruhun tatmin olacak!

    ReplyDelete
  24. Arya: Yazdıklarını okudum da skma canını bütün sahipsiz çocukların annesi olabilirsin sen.İlla ki eve götürüp benim demen gerekmez.
    öyle bir kişiye verirsin sevgini böyle ise herkese bence bu yönden bak.

    Sevgilerimle...

    ReplyDelete

yaz ki fikrini bileyim zikrini

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...